Diğer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Diğer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2012 Pazartesi

ÖĞRETMENLER GÜNÜ KURABİYELERİ

DSC08396 Öğretmenler günü kurabiyeleri... DSC08388 10 Kasım doğumgünümdü...kendime cheesecake ten pasta yaptım:)çok sevdiğim dostlarımla güzel bir akşam geçirdik...cep telefonumla çektiğim için güzel çıkmamış fotoğraf.

16 Mart 2012 Cuma

max maceraları -kralın doğuşu



Sinemada çizgi film seyretmeye bayılırım. Hatta çoğu filmi kızımdan önce takibe alırım. Şimşek mcqueene hayranım. Dvd sini defalarca seyrettim kızımla beraber birçok repliği ezberledim. Buz devrinin haziranda vizyona girmesini iple çekiyorum. Shrek-neşeli ayaklar-kırmızı başlıklı kız-horton hepsinin hem animasyonu hem diyalogları vs... içinde ince çok güzel esprileri olan harika filmler.

Bu filmin fragmanını hiç görmedim. Ela Meryem çok ısrar edince bu akşam gittik. Bunca senedir bu kadar sıkıldığım sürekli saate baktığım bir film hatırlamıyorum. Konusu çok sıradan renkler bir tuhaf, animasyon kötü. Bu işten anlarmıyım? Hayır anlamam tamamen sıradan bir seyirci gözüyle yazıyorum. Bence tam bir felaket. Sanki animasyon şirketi herkes film yapıyor dur bir de biz yapalım demiş gibi. Çizgi film kanalındaki filmler bile daha ilgi çekici...

Bir bölümde Max in annesi olan aslanın seslendirmesi ne kadar berbat diye düşündüm. Hatta sezen aksunun sesine benziyor ama yok canım bu kadar kötü seslendiremez diye içimden geçirdim. Çıkışta afişte gerçekten Sezen Aksunun seslendirdiğini okuyunca şok oldum. Acaba acelesi falan mı vardı 5 dk seslendirip çıktı?

Final sahnesi daha da ilginç macera yarım kalıyor sonuçlanmıyor. Çok yakın gelecekte devamı gelecekmiş. Ela ya sakın bana bu filme gelelim deme diye baştan tavrımı koydum. (Çok isterse ben hariç diğer aile büyükleriyle gidebilir.)

Sonuç olarak bu filme boşuna gitmeyin , 30 martta Julie Roberts'lı Pamuk prensesi bekleyin derim...

15 Mart 2012 Perşembe

ETSY'DEN CİCİ TOKALAR...

DSC07845

Kız annesi olmadan önce de tokalara ilgim vardı ama kızımın doğumuyla beraber bebek&çocuk tokalarına ilgim daha da arttı.

Türkiyede de güzel tokacılar var ama yurtdışında satılan tokalar birbaşka güzel. Özellikle kızımın bebeklik zamanlarında internet üzerinden derisine zarar vermeyen minicik çok cici tokalar almıştım.

DSC07836


Amerika da yaşayan arkadaşım Funda da bu toka işine merak sarmış ve el yapımı bu cici tokaları ETSY üzerinden satmaya başlamış. Sanal dükkanının adı
lollipop kids boutique ...Güzin bir bak istersen beğenecekmisin' dediğinde bu kadar zevkle dizayn edilmiş tokaları görünce çok mutlu oldum. Uzun bir süre sayfadan ayrılamadım tabi. Lastikli, klipsli, çiçekli, kuşlu, kedili vb. birsürü çeşit var. Renk uyumları o kadar hoş ki zevkli birinin elinden çıktığı anlaşılıyor...Kısaca burası bir toka cenneti olmalı:))Evet.

Fotoğraflar ve tokalrın dizaynı çok profosyonel olmuş. Dükkanın bunner ı da çok cici. Bu işle sadece birkaç aydır uğraşıyor olmasına çok şaşırdım. Yetenek dedikleri bu olsa gerek.

Ela Meryem le beraber hem onun hem de benim beğendiğim tokaları sipariş ettik. Kuşlu kolye ve toka takım benim favorim. Hatta bir an kolyeyi ara sıra taksam mı diye düşünürken yakaladım kendimi:))Ela da çiçekli pembe bantı çok sevdi. Uysa da uymasa da her kıyafetinin üstüne takıyor.

Gün geçtikçe sayfaya yeni modeller ekleniyor. Ben alışveriş yapalı 2 hafta oldu ama keşke bunu da alsaymışım dediğim birsürü model eklenmiş. Yabancı siteden alışveriş yapamayanlar için de Funda nın Türk olması büyük avantaj. Tokalar hakkında soru sorup alışverişle ilgili bilgi alabilirisiniz.

Ben de toka cadısıyım bakmalıyım diyorsanız burayı tıklayın...

DSC07839

26 Ağustos 2011 Cuma

LEBLEBİ...


Gizli bir kahramanın öyküsü: Leblebi

Deniz Başıbüyük'ün yeni romanı "Leblebi" Yitik Ülke Yayınları'ndan yayınlandı...Tüm D&R lerde bulabilirsiniz...

Cumhuriyet Haber Portalı
İstanbul- Leblebi, Anadolu’nun asil çocukları olan Hititlerin, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın ve İpek Yolu’nun geçtiği topraklarda, ihtişamını ambalajına, fiyatına yüklemeden, özüne yüklemiş bir kuruyemiştir.

İç zenginliğini sade ve abartısız bir şekilde, birilerine sunmaya çalışmadan yansıtır leblebi. Ona alışan ve her yerde onu arayanların sayısı onu pazarlayanlardan azdır. Bu kitaba konu olan gizli kahramanı, en iyi anlatan kuruyemiştir leblebi.

Çıkış noktaları ve duruşları aynıdır. O gizli bir kahraman ve Anadolu’nun asil çocuğudur. “Leblebi” bir gidişin hikâyesidir. Asaletine tutunarak kolaylaştırılmaya çalışılan bu gidiş hikâyesi, gizli bir kahramanın sureti üzerinden, Anadolu’nun tüm gizli kahramanları fark edilsin, hatırlansın diye yazılmıştır.

Deniz Başıbüyük, okurunu acının sınırlarında ustalıkla dolaştırıyor… “Leblebi”, farklı ve sarsıcı bir ilk roman… Gizli kahramanlarıyla yaşayanlara, gizli kahraman olanlara…

11 Ağustos 2011 Perşembe

MERAKLI MİNİK DERGİSİ




Kızımla ne zaman büyük marketlere gitsem muhakkak kitap dergi reyonu önünde zaman geçiririz. O kadar çeşitli ve bol seçenekler var ki kitapçıya gitmeye gerek kalmıyor çoğu zaman.
Çoğu dergi çizgi film kahramanlarının resimleriyle süslü. Sünger Bob, Winx perileri, Barbie, Ben 10, Mickey vs...Hepsinin de uyduruk ama çocukları cezbeden hediyeleri var pakette. Çocuklar da hem sevdikleri kahramanları görüp hem de ,içindeki hediyeyi beğenince o dergiyi almak kaçınılmaz oluyor.
Bugüne kadar birsürü dergi alıp geldik eve. Öncelikle hepsi çok ince toplam 15 sayfa civarı sanırım. İçindeki oyunlar, hikayeler içine koyalım da kalabalık yapsın der gibi olmuş. Fiyatları da 6-7 TL civarı. Kızım sevse de benim içime sinerek aldığım dergiler değildi bunlar...ta ki 1 sene önce meraklı minik dergisini keşfedinceye kadar...
Diğer dergiler kadar çocukların ilgisini çekmiyor raflarda...Çünkü sevdikleri bir kahraman yok derginin kapağında. Ama içinde öyle güzel oyunlar faaliyetler var ki. Her ay farklı bir konu seçip o konu hakkında oyunlar faaliyetler kartlar çıkartmalar veriyorlar. Çizimler ve renkler muhteşem. Ailecek masa başına oturup hadi şunu beraber yapalım diyebileceğiniz bir dergi. Fiyatı da diğer dergilerin yarısı kadar 3.5 TL. Mesela bu ay Karakulak ları tanıtmışlar. Benim böyle bir kedi cinsinden haberim yoktu. Akdeniz ve Ege de yaşayan bu hayvanların nesli tükenmek üzereymiş. Ama neyseki korunmaya alınmışlar bu sevimli hayvanlar. Biz de hayret ve ilgiyle okuyoruz dergiyi...
Meraklı minik dergisi Tübitak'ın 3-6 yaş arası çocuklar için hazırladığı bir dergi ama 2 yaşından itibaren rahatlıkla alınabilir bence. Eğer yıllık abone olmak isterseniz 10 aylık ücret ödüyorsunuz ve eski sayıları da satın alabiliyorsunuz ayrıca. Çocuğunuz 6 yaşını geçtikten sonra Bilim ve Çocuk dergisine geçiş yapıyorsunuz.
Bu dergiyi hazırlayan ve emeği geçen herkese teşekkür ederim. Eğer siz de bu dergiyi yeni duyduysanız alın ve çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin. Diğerleriyle arasındaki farkı kendiniz test edin...
İncelemek isterseniz tıklayın...

18 Mayıs 2011 Çarşamba

3 GÜN KÖY HAVASI

Yarın 3 gün için köyüme gidicem inşallah. Çimlerde çıplak ayak yürümeyi taze süt yumurta ve ekmek yemeyi çok özledim. Tabi ara sıra ineklerin beni kovaladığı da oluyor:)))( son gittiğimde boynuzu yemekten son anda kurtulmuştum güldüğüme bakmayın) Ama genel olarak köy hayatını seviyorum diyebilirim. Son günlerde üstümdeki huzursuzluğu yorgunluğu ve boşvermişliği biraz olsun atarım ümidiyle kaçıyorum köyüme...

20 Ekim 2010 Çarşamba

Şeker Hamurundan Çiçek Çalışmaları

çiçek denemeleri 002

çiçek denemeleri 001



Nisan ayında İstanbula çiçek yapım kursuna gitmiştim. Geldikten sonra 1-2 defa modelleme hamuru denemem de hamurum çok kuru olmuştu. Ayşem hanımla konuşmalarımızda Ankara çok kuru olduğu için böyle birşey olabileceğini söylemişti. Daha sonra da hem hevesim azaldığından hem de başka işler araya girdiği için bu konuyla fazla ilgilenemedim.

Geçen gün tekrar deneyeyim şu hamuru dedim ve kurumaması için ekstre yöntemler uyguladım... Bakalım tutmuş mu diye bir iki çeşit modeli(lilyum papatya ve gala)hemen denedim ve başarılı oldum. Şeker hamurundan çiçek yapmak çok eğlenceli ve çok zor. Bu konuda sadece gül için bile ayrıca bir sürü kitap satılıyor. Egzotik çiçekleri düğün pastaları için çiçekleri kır çiçekleri vs...Hepsi ayrı ayrı uzmanlık istiyor neredeyse. Türkiyede malzemesi yok olanlarda çok pahalıya satılıyor. Çiçek teli, bantı,ipi dust vs...en kalitelisi Japon malı olanlarmış. Ben malezyadan getirttim o kadar memnun kalmadım açıkçası.
Bu konuya ilgisi olanlar peçeteden notlar bloğunun sahibesi Ayşem Hanımla irtibata geçebilirler .İstanbulda kursları devam ediyor hala...
Bundan böyle benim bloğumda da el yapım çiçeklere daha sık rastlayabilirsiniz:))

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Doğum Günü Menüsü

ela 4 yaşında 047

Masamız çok uzun olduğu için tek fotoğrafa sığdıramadım. Herşeyin de resmini çekmemişim üstelik. Menümüzde; yulaflı kurabiye, mercimek köftesi, zeytinyağlı dolma, milföy çubukları, peynirli kol böreği, patlıcan salatası, dereotlu peynirli muffin, soslu kurutulmuş domates salatası ve dondurma da vardı.

ela 4 yaşında 046
Tavuk Salatası

ela 4 yaşında 045
Kırmızı Biber Sarması(kırmızı biberler haşlanır peynir patates ve dereotu karıştırılıp biberlerin üzerine sürülür geniş yerinden ucuna doğru rulo yapılıp kürdanlanır)

ela 4 yaşında 038
ÇİKOKAP(Kahve dünyasının bize armağanı...İçi boş çikolata kaplarını hazır olarak kahve dünyasında bulabilirsiniz. Ben 8 li kutularda hepsi farklı şekilde olanını tercih ettim. İsterseniz büyük ebatta kalp ya da damla şeklinde alabilirsiniz. Sunum olarak da kutuların içinde farklı öneriler bulunuyor.Hem lezzetli hem de sunum olarak etkileyici. Ben içine krema doldurup üzümle süsledim. Siz isterseniz dondurma ya da meyvelerle süsleyebilirsiniz)

ela 4 yaşında 037
Mozaik Topları(yumurtasız olarak hazırlanan bu topları eşim yuvarladı şekillerinden anlaşılacağı gibi:))İçinde klasiğin dışında eritilmiş çikolata ve kavrulmuş badem var. Toz antepfıstığı ve hindistanceviziyle süslendi)


ela 4 yaşında 040

ela hello kitty party

17 Temmuz 2010 Cumartesi

SOFT BOWL ETKİNLİĞİ ANKARA




Pazar günü soft bowl etkinliğinde Ankaralı blog yazarlarıyla tanışma ve sohbet toplantımız oldu. Yer Ümitköy 'Mu' cafe. Sessiz sakin yeşillikler içinde bir mekan çok beğendim doğrusu. Ankaranın içinde böyle bi mekandan bihabermişim...Cafe sahibi Ünzile hanım sohbetimize eşlik için harika ikramlarda bulundu burdan da teşekkürler...

Leziz dergisi editörlerinden Hayal Hanım ve soft bowl pazarlama müdürü Selami Bey bize soft bowl silikon kalıplar hakkında bilgiler verdiler. Daha önce silikon kalıp kullanıp çok da memnun olmayan ben bize hediye ettikleri kalıplarla hemen deneme gerçekleştirdim ve çok memnun kaldım. Fırından kekimi çıkardıktan 5 dk sonra biraz böyle dursun diye ters çevirdim ve kendiliğinden düşünce çok mutlu oldum:))

Soft bowl silikonu sıvı silikondan üretilmiş ve FDA onaylı. Bu marka bebek emzikleri de üretiyormuş yine silikondan. Bu da sağlık konusunda ki tereddütlerimi ortadan kaldıran bi faktör.Diğer silikon kalıplara oranla parlaklığı ve dokununca daha tok olması tercihimi bu markadan kullanmama yetti bile. Mutlaka ambalajlı ürünleri tercih etmemiz konusunda da uyardılar. Çeşitli ebatlarda ve şekillerde güzel kolay ve sağlıklı kek yapmak isteyenler bu kalıplardan alabilirler. Ankarada 'Tepe Home'da ve 'Koçtaş'ta bulabilirsiniz...

Ankaralı blogcuları biraraya getiren soft bowl'a, Selami Beye ve Hayal hanıma tekrar teşekkür ediyorum. Yeni etkinlikleri bekliyoruz...





Lale desenli modellerine bayıldım bu arada:))

11 Mart 2010 Perşembe

Öğleden Sonra Sofrası

Salamlı Mantarlı Kiş Louren



Avokado Ezmeli Çavdar Ekmeği



Annemin Haşhaş Yağlaması




Meksika Fasulyeli Salata



Brokoli-Havuç Salatası



Fırın Sütlaç



Annemin irmik helvası... Tarifi burada


Annemin Kadayıf Dolması





Portakallı Cheesecake. Cafe Fernando Cenk 'in tarifiyle yaptım ama yanlara hamur tabanı yayılmasa daha lezzetli olabilirdi

.

10 Mart 2010 Çarşamba

Ankara da Bir Pazar Günü



Havanın güneşli olduğu bir pazar günü(kış aylarında) eşimle ve kızımla ne yapsak nereye gitsek diye düşünürken aklıma Samanpazarına gitmek geldi. Uzun zamandır gitmemiştim. Evlenirken ve kızıma hamileyken sık sık giderdim alışveriş için. Özellikle sepet çeşitleri bol ve uygun fiyatlı. Bakır eşyalar yazmalar el işi havlular vs...her zaman beni cezbetmiştir. İstanbulun Kapalı Çarşısı ya da Eminönü gibi olamaz tabi ama en azından o havayı teneffüs ediyorsunuz.



Simit fırınından sıcacık simidimizi aldık ve başladık gezmeye. Boncuklar, kaftanlar, örtüler,ahşap eşyalar,prinç siniler, basmalar ve özellikle aydınlatmalara bayıldım.














Çengelhan da burada bulunuyor. Rahmi Koç müzesi. Mutlaka gezin görün ben daha önce gezmiştim ama ogün kapalıydı eşim ve kızımın da gezip görmesini isterdim. Bir dahaki sefere artık...



Ne zaman basma ya da pazen kumaş görsem, Cemil İpekçi'nin Azra Akın için diktiği ve en güzel kostüm ödülünü aldığı elbise aklıma geliyor. Çok hayıflanıyorum dikiş bilmediğime. En azından basit bir elbise ya da etek dikebilmeli bir bayan. Kızıma mutlaka bununla ilgili bir kurs aldıracağım yaşı çok geçmeden. Çünkü bazen öyle basit bir model öyle sade bir elbise görüyorum ki ne var bunda dikmeye diyorum ama bilmeyince elden birşey gelmiyor.





Gezilecek görülecek yerleri çok kısıtlı olan Ankarada siz de bir pazar gününüzü avm lere inat alternatif olarak böyle değerlendirebilrsiniz.





.

21 Kasım 2009 Cumartesi

Wilton Helâl Gıda Boyaları Ve Ürünleri



Bu işlere başlamadan önce gıda boyalarının içinde ya da şeker hamurunun içinde dinimizce uygun olmayan maddelerin kullanılacağı aklıma bile gelmezdi. Ama işin içine girdikçe aslında kullandığımız vanilya da bile alkolun olabileceğini öğrendim.

İlk aldığım gıda boyası Wilton markaydı. Azıcık ingilizcemle tüketici servislerine domuz yağı ya da alkol olup olmadığını sordum ve kesinlikle kullanmadıklarını söylediler.Kosher sertifikasına sahip olduklarını söylediler ki bu sadece domuzla ilgili maddelerin kullanılmadığını gösteriyordu. Ama ayrıca Alkol de yok demişlerdi(gıda boyası için). Ben de buna istinaden güvenerek getirttim boya setini.

Epey kullandıktan sonra da kullanılan renklendiricilerin içinde de alkolle çözülmüş madde olabileceğini okudum( gıdaraporu.com). İçime sinmedi tabi kullandığım boyalar. Direkt olarak alkol yoktu ama alkolle çözülmiş madde varmıydı acaba? Bu sorular kafamı kurcalarken Türk markası olan Fo ya yöneldim. Fo markası gerçekten güzel ama ürünler çok büyük. 1 şişe gıda boyası bana 3-4 sene yetecek türden ama çoğunun son kullanımı 1-2 sene içinde bitiyor. Pastaneler için avantajlı. Ama evde birşeyler yapan benim için çok fazla. Şişeler yarıya gelmeden son kullanım tarihi bittiği için çöpe gitmeye başladı. Ayrıca mavi tonunu ne yaparsam yapayım açık mavi elde edemedim. Turkuaz oluyor sadece...

Bu nedenlerden dolayı tekrar helal olan yabancı gıda boyası arayışlarına girdim. Arama sonuçlarım beni hep Malezyadaki bloglara veya sitelere yöneltti.Malezya İslamı en güzel yaşayan ülkelerden birisi. Helal haram ayrımına çok dikkat ediyorlar. Orda da şeker hamurlu pasta vs.. bizim ülkemizde olduğu gibi çok revaçta.

Araştırmalarım sonucunda Witonun 17 renginin helal olduğunu birkaç Malay sitesinde okudum. En sonunda da bu sertifikayı buldum. IFANCA Amerikadaki helal ürünleri inceleyen ve onay veren bir kuruluş anladığım kadarıyla. Bu sertifika da onlara ait. İçime sinerek bu ürünlerin siparişini verebilirim diye düşünüyorum.

Aslında istediğim ürünler wilton değil americolor marka gıda boyaları. Americolorun sitesine attığım mailde de kosher sertifikası sahibi oldukları ve hiçbir ürünlerinde domuz ya da katkı maddelerinin olmadığını yazmışlar. ama alkolden bahsetmemişler. Ondan da içime sinecek bir sonuç alamadım doğrusu.

Biz müslüman bir ülkeyiz ve burda yaşayan insanlar neyin içinde ne olduğunu bilme hakkına sahipler. İsteyen alkollü gıda tüketir isteyen tüketmez ama bunun bilinmesi şart. Üreticilerin bu konuya yeterince ilgi göstermediklerini düşünüyorum. Halbuki helal sertifiları olsa belki yapmış oldukları satışları ikiye katlayacaklar.

Aslında her sene helal gıdalarla ilgili konferans düzenleniyor. Bunlar da güzel gelişmeler. Birşeyler yapılmaya başlandı en azından diye çok mutluyum.

Sizin de bu konuda fikriniz ya da eklemek istediğiniz birşeyler varsa ya da yanlış yazdığım atladığım birşey varsa lütfen paylaşın. Bu konu çok önemli ve hepimiz bu sorumluluğun bilincinde olmalıyız.

Evde üreten bayanlara ya da pastanelere faydalı bir yazı olur umarım.

Resmi ne yaptıysam büyük halini kopyalayamadım. Üzerine tıklayınca büyüyor ama ben yine de ürünleri buraya yazıyorum. İşte helâl sertifikalı ürünler;

Wilton Helal Sertifikalı ürünler

lemon yellow
golden yellow
orange
pink
ivory
christmas red
sky blue
royal blue
leaf green
kelly green
creamy peach
black
brown
no taste red
red red
violet
rose icing


gıda boyaları haricinde;

meringue powder
piping gel
gum tex
glycerine(eczanelerde satılan gliserinlere güvenmeyin bitkisel yazmasına dikkat edin)
glucose
color flow mix
cake release

1 Nisan 2009 Çarşamba

Güle Güle Başkanım...


Muhsin Başkanın mekanı cennet olsun Allah rahmet eylesin. Ailesi ve ülkemizin de başı sağolsun. Dualarımıza bir kişi daha katıldı.

Helikopter kazasında vefat eden diğer arkadaşlarına da Allah rahmet etsin mekanları cennet olsun. Şehitlik mertebelerine ulaşmışlardır inşallah.

Muhsin Başkan la tanışmam 1999 yılındaydı. O zaman partililerin büyük hürmet ve sevgi besledikleri kişiyi çok fazla tanımıyordum. Ama çevremdeki insanlar partili olsun olmasın her zaman anadolu insanı ve doğruları söyleyen ve yanlış yapmayan er kişi diye tanımlıyorlardı.
İnsanların bu bağlılıkları benim de merakımı uyandırmıştı.

2001-2002 yılları arasında parti genel merkezinde gönüllü olarak görev yaptım. Çalışanlarla ilişkileri, verdiği demeçler, olaylar karşısındaki dik turuşu benim de kendisine saygı ve hürmetimi arttırdı. Maddi imkansızlıklardan insanların kendi cebinden nasıl paralar harcadığını gördüm. Bayraklar, afişler, konvoydaki arabaların benzin paraları.... Yaşadığı işkenceler 5.5 sene hücrede kalmak ve bunun sonunda bugünlere kadar gelebilmek. İmanı olmayan birisi başaramazdı bunları.

Son 3-4 senedir de kendisiyle görüşemedim. Ama ekrandan ve gazeteden takip ettim. Seçim sonuçlarında hakettiği başarıyı alamaması beni her defasında çok üzdü. Birgün mutlaka bu insanlar anlayacak başbakan olacak umudum hep vardı. Ama Allah nasip etmedi. Hayırlısı böyleydi belki de. Kazayı ilk duyduğumda çok zamansız oldu yapacak şeyleri vardı diye düşündüm ama Allah'ın hesabı en mükemmel hesap değil mi? Rabbim öyle buyurduysa en doğru zaman bu zamanmış demek ki.

Dün cenaze töreni çok kalabalıktı. İlk defa bu kadar kalabalığın içinde bulundum(Umre ziyaretim hariç). Ne mutlu insanın bu kadar seveni olması ve arkasından bu kadar Fatiha okunması. Herkese nasip olmayacak bir güzellik. Allah bize de arkamızdan dualar okuyacak nesiller yetiştirmeyi nasip etsin. Başbakan olmaktan daha başarılı bir hayattı onunki.


Hayat devam ediyor. Bir yandan üzülüyorum bir yandan kurabiye pasta tariflerine bakıyorum. Bu kadar seven biri olarak dünyalık işlere dalıyorum yine de...
Abimin vefatından 2-3 ay sonra 7. caddeye çıkmıştım. Haziran ayıydı. İnsanların elinde dondurma külahları güle oynaya yalıyorlardı. O an içimden o kadar çok kızmıştım ki bizim acımız var siz dondurma yalıyorsunuz diye. Çok tuhaf gelmişti bana. Sonra düşündüm nerden bilecekler acını. Senin hayatında duraklama olsa da herkes hayatını yaşamaya devam ediyor. Başkaları ağlarken de biz gülüp eğlenmişizdir muhakkak.

Değişmeyen şey herkesin bu acıları mutlaka yaşadığı. Bir gün sen ağlıyorsun bir gün ben. Hayat bu şekilde devam ediyor. İnancımız gereği ölümden sonraki gerçek yaşamda tekrar dirileceğimizi ve sevdiklerimizle sonsuza kadar tekrar beraber yaşayacağımızı bilmek acımızı dindiriyor. Yokolup gideceğimizi düşünmek acımızı hafifletmezdi yoksa.


Hatırlar mısın doğduğun günü... Sen ağlarken herkes gülüyordu. Öyle bir ömür yaşa ki öldüğünde herkes ağlasın, SEN MUTLULUKLA GÜLÜMSE.

23 Şubat 2009 Pazartesi

BLOG ÖDÜLÜ




http://pastakur.blogspot.com/ Marifetli arkadaşım ve hemşehrim Zeynep beni mimlemiş ve blog ödülüne layık görmüş çok teşekkür ederim. Ben de aklıma gelen ilk 7 bloğu mimliyorum.

Ödülün gönderilmesiyle ilgili uyulması gereken 3 kural var:
1-Seni ödüllendiren blog yazarının linkini vermek,
2-Bu ödülü verdiğin 7 blog sahibinin linkini vermek,
3-Seçilen blog yazarlarını durumdan haberdar etmek ......

http://pastasehri.blogspot.com/
http://neslihanincikolatafabrikasi.blogspot.com/
http://kakaolupasta.blogspot.com/
http://pastayapiyorum.blogspot.com/
http://www.leyyaa.blogspot.com/
http://ninomutfakta.blogspot.com/
http://mutfakhavlusu.blogspot.com/

31 Aralık 2008 Çarşamba

BİRLİK OLALIM


Filistin'e sessiz kalanlar yarın kendilerine ağlayacaklar diye tahmin ediyorum. Çocuklar ve kadınlar katlediliyor kimse sesini çıkarmıyor. Siyasetin dışında yapılacak birçok şey olmalı. Birlikten kuvvet doğar. Sadece duayla değil fiili olarak da birşeyler yapmalıyız. Sivil toplum örgütlerinin daha geniş kitlelere ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Herkonuda oduğu gibi bu konuda da tepkimiz çok zayıf.

13 Kasım 2008 Perşembe

Çakma!! Gelin Pastası

real lady


Bu fotoğrafı hangi sitede gördüğümü hatırlamıyorum. Ama çok komik geldi bana hemen kaydettim. Damadın pastaya bakışlarına dikkat edin. Hayran hayran bakıyor. Gelinin de duruma bozulmuş gibi bir hali var. Ne vardı benden daha güzel yapacak der gibi:))Pastayı kim yaptıysa eline sağlık. Gelin düğünden sonra pastacılara teşekkür!!!ziyaretine gider herhalde:))

29 Nisan 2008 Salı

İbatech Ekmek Pasta ve Teknolojileri Fuarı



Geçtiğimiz hafta kuzenimi ziyaret için Yalova'ya gitmiştim. Yalova'ya ilk gidişimdi ve gerçekten çok şirin buldum. Şaire sormuşlar Ankara'nın nesini seversin diye İstanbul'a dönüşünü severim demiş. Sanırım ben de Yalova'nın en çok İstanbul'a yakınlığını sevdim bir Ankaralı olarak:)) Üstteki fotoğraf Yalova'da gün batarken çekildi.
İbatech Ekmek ve Pasta fuarına da son gününde gitme imkanım oldu. Fuarlara çok alışık olmadığım için çok büyük bir beklenti içinde gittim açıkçası. Butik Pastacılık adına çok fazla birşey öğrenemesem de yine de o ortamda bulunmak 'Usta'larla sohbet etmek bana iyi geldi. Bakeshop'tan Ayşem hanımla tanıştım. Çok sıcak ve samimi bir bayan gerçekten. En kısa zamanda Ankara'ya bekliyoruz.
Bazı standlarda ürünler satılmıyordu o nedenle istediğim malzemeleri alamadım. Sadece fikir edindim. Beğendiğim pastaların fotoğraflarını çektim. İşte beğendiğim pastalar, şekerler ve çikolatalar;






















 
designed by GeCe for only Karamelam