1 Nisan 2009 Çarşamba

Güle Güle Başkanım...


Muhsin Başkanın mekanı cennet olsun Allah rahmet eylesin. Ailesi ve ülkemizin de başı sağolsun. Dualarımıza bir kişi daha katıldı.

Helikopter kazasında vefat eden diğer arkadaşlarına da Allah rahmet etsin mekanları cennet olsun. Şehitlik mertebelerine ulaşmışlardır inşallah.

Muhsin Başkan la tanışmam 1999 yılındaydı. O zaman partililerin büyük hürmet ve sevgi besledikleri kişiyi çok fazla tanımıyordum. Ama çevremdeki insanlar partili olsun olmasın her zaman anadolu insanı ve doğruları söyleyen ve yanlış yapmayan er kişi diye tanımlıyorlardı.
İnsanların bu bağlılıkları benim de merakımı uyandırmıştı.

2001-2002 yılları arasında parti genel merkezinde gönüllü olarak görev yaptım. Çalışanlarla ilişkileri, verdiği demeçler, olaylar karşısındaki dik turuşu benim de kendisine saygı ve hürmetimi arttırdı. Maddi imkansızlıklardan insanların kendi cebinden nasıl paralar harcadığını gördüm. Bayraklar, afişler, konvoydaki arabaların benzin paraları.... Yaşadığı işkenceler 5.5 sene hücrede kalmak ve bunun sonunda bugünlere kadar gelebilmek. İmanı olmayan birisi başaramazdı bunları.

Son 3-4 senedir de kendisiyle görüşemedim. Ama ekrandan ve gazeteden takip ettim. Seçim sonuçlarında hakettiği başarıyı alamaması beni her defasında çok üzdü. Birgün mutlaka bu insanlar anlayacak başbakan olacak umudum hep vardı. Ama Allah nasip etmedi. Hayırlısı böyleydi belki de. Kazayı ilk duyduğumda çok zamansız oldu yapacak şeyleri vardı diye düşündüm ama Allah'ın hesabı en mükemmel hesap değil mi? Rabbim öyle buyurduysa en doğru zaman bu zamanmış demek ki.

Dün cenaze töreni çok kalabalıktı. İlk defa bu kadar kalabalığın içinde bulundum(Umre ziyaretim hariç). Ne mutlu insanın bu kadar seveni olması ve arkasından bu kadar Fatiha okunması. Herkese nasip olmayacak bir güzellik. Allah bize de arkamızdan dualar okuyacak nesiller yetiştirmeyi nasip etsin. Başbakan olmaktan daha başarılı bir hayattı onunki.


Hayat devam ediyor. Bir yandan üzülüyorum bir yandan kurabiye pasta tariflerine bakıyorum. Bu kadar seven biri olarak dünyalık işlere dalıyorum yine de...
Abimin vefatından 2-3 ay sonra 7. caddeye çıkmıştım. Haziran ayıydı. İnsanların elinde dondurma külahları güle oynaya yalıyorlardı. O an içimden o kadar çok kızmıştım ki bizim acımız var siz dondurma yalıyorsunuz diye. Çok tuhaf gelmişti bana. Sonra düşündüm nerden bilecekler acını. Senin hayatında duraklama olsa da herkes hayatını yaşamaya devam ediyor. Başkaları ağlarken de biz gülüp eğlenmişizdir muhakkak.

Değişmeyen şey herkesin bu acıları mutlaka yaşadığı. Bir gün sen ağlıyorsun bir gün ben. Hayat bu şekilde devam ediyor. İnancımız gereği ölümden sonraki gerçek yaşamda tekrar dirileceğimizi ve sevdiklerimizle sonsuza kadar tekrar beraber yaşayacağımızı bilmek acımızı dindiriyor. Yokolup gideceğimizi düşünmek acımızı hafifletmezdi yoksa.


Hatırlar mısın doğduğun günü... Sen ağlarken herkes gülüyordu. Öyle bir ömür yaşa ki öldüğünde herkes ağlasın, SEN MUTLULUKLA GÜLÜMSE.
 
designed by GeCe for only Karamelam